Psikoterapi ruhsal sorunların tedavisinde etkin olduğu gibi kişilerin kendini geliştirmesi için de başvurabileceği bir yöntemdir.
Psikoterapiden yararlanan başlıca ruhsal sorunlar şunlardır:
Depresyon
Yaygın kaygı bozukluğu, sosyal kaygı bozukluğu, fobiler
Saplantı – Zorlantı bozuklukları (obsesif kompulsif bozukluk)
Beslenme bozuklukları (aşırı zayıflama, yeme bağımlılığı)
Bağımlılık (alkol, nikotin, uyuşturucu ve madde bağımlılığı)
Çocuklarda ve gençlerde görülen davranış bozukluları
Ruhsal sorunlardan kaynaklanan bedensel rahatsızlıklar (yüksek tansiyon, uyku bozuklukları, cinsel sorunlar)
Ruhsal faktörler tarafından tetiklenen ve beslenen bedensel hastalıklar
Yaşanan bir travma sonucunda oluşan sorunlar (tecavüz, kaza, deprem vb.)
Ağır bedensel veya kronik hastalıklarda eşlik eden psikolojik sıkıntılar
Kişilik bozuklukları
Boşanma/Ayrılma süreçlerinde yaşanan sorunlar
Özgüven eksikliği
Korkular, kaygılar
Değersizlik duyguları
Bireysel farkındalık
Kendini güvenle ortaya koyma
Zaman yönetimi
Kayıp ve yas
İnsan ilişkilerinde yaşanan sorunlar
Kariyer oluşturma ve geliştirme aşamalarında yaşanan olumsuz koşullar için alınan destek
PSİKOTERAPİYE NE ZAMAN İHTİYAÇ DUYARIM?
Kendinize soracağınız ilk sorular:
Kendiniz için psikoterapinin gerekli olup olmadığını daha ayrıntılı test etmek (yoklamak) isterseniz, aşağıdaki soru listesi belki yardımcı olabilir:
Kendimi tanıyamıyorum! Kendimi öncekinden farklı hissediyor muyum?
Bu değişiklik huzurumu bozuyor mu?
Bu değişikliğin bir açıklaması var mı?
Bu açıklama sıkıntıların süresini ve şiddetini açıklamaya yetmiyor mu?
Günlük işlerimi oldukça zorlanarak mı yapıyorum?
Hep endişeli miyim ve çok korkuyor muyum?
Bedensel rahatsızlıklarım var mı?
Rahat uyuyamıyor muyum? Yetersiz veya fazla mı uyuyorum?
Kendimi sıklıkla saldırgan, öfkeli, gergin hissediyor muyum veya
çok tahammülsüz ya da hoşgörüsüz müyüm?
Sık sık işe gitmekte zorlanıyor muyum?
İntihar düşüncelerim var mı?
Çevremde sorunlarım hakkında konuşabileceğim insan yok denecek
kadar az mı?
Arkadaşlarımla yaptığım konuşmalar artık fayda etmiyor mu?
Başkaları da bendeki değişikliğin farkında mı?
Bu değişiklikler üç aydan uzun bir süredir devam ediyor mu?
Bu değişikliklere karşı umursamaz mı davranıyorum?
Psikoterapi Türleri;
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ
Bilişsel Davranışçı Terapi, duyguları olumlu etkilemeye dayalı, düşünceleri değiştirmeye odaklanan kısa süreli ve yapılandırılmış bir psikoterapi yöntemidir. Şimdiki zamana odaklanır. Danışanın, terapiste başvurduğu dönemdeki sorunlarından yola çıkar. Aslen; kişinin geçmişte yaşadığı bir olayı ya da süreci temel alır. Bu sebeplerle gelişen mantıksız düşünce, uyum sağlamayan duygu ve davranışlarını değiştirmesini hedefler. Çünkü kişinin bugünkü rahatsızlığı, bu düşünce, duygu ve davranışlarını sürdürmesinden kaynaklanmaktadır. Bu terapi danışana rahatsızlık veren bilişsel çarpıtmaları tespit eder. Sonrasında bu çarpıtmaları destekleyen davranışların bulunması ve düzeltilmesini hedefler. Bu terapinin amacı danışanın tüm bilişsel çarpıtmalarını değiştirmek değil, yalnızca sorun yaratanları düzeltmektir. Bu düşüncelerin gerçekçi bir şekilde yeniden değerlendirilip değiştirilmesi, duygularda ve davranışlarda düzelmelere yol açar. Daha kalıcı düzelmeler ise danışanın sorun yaratan temel inançlarının değiştirilmesine bağlıdır.
Bilişsel Davranışçı Terapinin İlgi Alanları
Bilişsel Davranışçı Terapi, günümüzde çok sayıda psikolojik sorunda başarı ile uygulanmaktadır. Korkular, panik atak, stres, ilişki problemleri, performans örneğin iş ya da sınav kaygısı, takıntılı davranış ya da düşünceler, yeme bozuklukları, depresyon, yas, travma sonrası stres problemleri, cinsel sorunlar gibi problemler, Bilişsel Davranışçı Terapi’nin ilgi alanlarıdır. Bu terapi yöntemi bireylere olduğu gibi, zaman zaman gruplara da uygulanabilir.
EMDR TERAPİSİ
EMDR, Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır. Bugüne kadar her yaştan milyonlarca kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini sağlamıştır.
EMDR’ye göre rahatsızlıkların, olumsuz duygu, düşünce, davranış ve kişilik özelliklerinin arkasında uyum bozucu, işlev bozucu, işlenmeden ve izole bir şekilde depolanmış bu tür anılar yatar. Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz inançları (örn: Ben aptalım), olumsuz duygusal tepkileri (başaramamaktan korkma) ve olumsuz somatik tepkileri (sınavdan önceki gece karın ağrısı) problemin kendisi değil, semptomları, bugünkü dışavurumlarıdır. Bu olumsuz inanç ve duygulara yol açan işlenmemiş anılar şimdiki zamandaki olaylar tarafından tetiklenmektedir.
Doğal afetler, büyük kazalar, kayıplar, savaş, taciz, tecavüz gibi önemli travmaların yanı sıra, başta çocukluk çağı olmak üzere her yaşta yaşanan ve etkisi travmatik olan her tür yaşantı; günlük hayatta aile, okul, iş çevresinde yaşanan olumsuz olaylar, şiddete maruz kalmalar, aşağılanmalar, reddedilmeler, ihmal ve başarısızlıklar işlenememiş anılar arasında yer alabilirler.
Tüm hakları saklıdır.
Made with by
Bario.